24 Mayıs 2012 Perşembe

HRANT ve BİR RESİM





Yazacak bir şey kaldı mı bilmiyorum,


Herkes gördü ve anladı nasıl birisi olduğunu Hrant ın.
Gerek yazdıkları ve yaptıklarıyla, gerekse dostluklarıyla gösterdi nasıl birisi olduğunu.


Geçmişimde resim, isim, adres, telefon numarası gibi şeyler bırakmadan yaşadım hep. Ya resimlere girmemeye özen gösterdim ya da çektirmek zorunda kaldıklarımı yırtıp attım. 


55 yaşına dayandım ama evdeki albüm 10-12 senelik. Toplasan içinde 20 tane resmim yok. Onları da 40 yaşından sonra eş dost akraba ve arkadaşlardan toplayabildim.


Tuhaf ama bu resmi yırtıp atmamışım. Gerçi el altında bırakmamışım ama yırtmaya mı kıyamadım nedir, onu bile açıklayamıyorum kendime. 


Uzun zaman önce zulada buldum bu resmi. 
Hrantın solundaki drej ben oluyorum, sağındaki kardeşi, en sağdaki dayı oğullarıydı, ismini hatırlayamadım beni affetsin.


Şimdi ne yılı, ne şehri hatırlıyorum. -galiba manisaydı- Hrant askere gitti, aradan kısa bir müddet geçmişti ama özlemiştik. 
Hosrof ve dayıoğlu ile dayandık yollara.
Hosroflar sonra bir kaç defa daha gittiler ama ben bir kez daha gidemedim. 


Sonra AGOS macerası başladı
Ve
Vurdular Kardeşimi


Var mı yazacak bir şeyler
Var
Böyledir buralar
İyi yürekli, sağlam karakterli güzel insanları sevmezler buralarda.
VURURLAR


Keşke koruyabilseydik, 
-koruyabilseydim-


Arkamızı kollamaya çalışmaktan seni korumaya fırsat bulamadık kardeşim,
AFFET

not yazım ve ayraç işaretleri için özür dilerim. Laptopum eski klavyesinin bazı fonksiyonları çalışmıyor.